Web Sayfama Hoşgeldiniz
  ANA SAYFA
  Site Sahibi Hakkında
  Ziyaretçi Defteri
  Sihirbazlık Ögrenin
  Tek Link Oyun İndir
  Oyunlar
  Photoshop dersleri
  Saç Rengi Değiştirme
  Güneş Yapımı
  Ayrı Ayrı Foto Gibi Gösterme
  Ateş Efekti
  Yağmur Efekti
  3D Yazı Yapımı
  Animasyon Yapımı
  Resimleri Çizgi Film Gibi Yapın
  Alevli Türk Bayrağı Yapımı
  Smiley Yapımı
  Ten Rengini Esmerleştirme
  Kalp Atış Ritmi Yapımı
  Sigara Yapımı
  Kara Kalem Efekti
  Ebruli Yazı Yazma
  Resimleri Eskitme Efekti
  Fotolarda Kırmızı Gözleri Düzeltme
  Resimleri Kalp İçine Alma
  Kişiye Korkunçluk Efekti Verme
  Noktadan Dağılan Arkaplan Yapımı
  Ten ve Saç Rengi Tabloları
  Meteor Yapımı
  Şeffaf Menu Yapımı
  Sulu Boya Fırçası
  Kendinizi Vampir Yapın
  Göz İçinde Resim ve Yazı Yürütme
  Resimleri Yazıya Gömme
  Saç Çizimi
  Heykel yapımı
  Diş Beyazlatma
  Karakter Yaşlandırma
  İnsana Tahta Efekti Verme
  Ellere Şimşek Efekti
  Hayal Efekti Yapma
  İnsanı Palyaçoya Çevirme
  Göz Rengi Degiştirme
  Bina Renklendirme
  Saç Gibi Hassas Bölgelerin Kesimi
  Parlak Buton Yapımı
  Duman Efekti
  Oyun Hileleri
  Metin 2 Hileleri
  Wolf Team Hileleri
  Counter Strike Şifreleri
  Tüm Sanalika Hileleri
  Gta Hileleri
  Zombie Wars Hilesi
  Rise of Nations Oyun Hilesi
  Bilgisayar Bölümü
  Bilgisayar İcadı
  Tektıkta Pc Kapat
  İnterneti Hızlandırma
  Bilgisayarı Hızlandırma
  Bilgisayar Kısayolları
  Yavaşlatan 5 Program
  Bilgisayar Nedir?
  Bilgisayar Tarihi
  Yazı Tipi Yükleme
  Ordan Burdan
  ünlü bilimadamları
  ilginç resimler
  Meyvelerin Yararları
  spor
  Hikayeler
  Göz yanıltımı
  İlginç Hayvanlar
  Geyik(Komedi)
  Yüz Temel Eser
  Tekerlemeler
  komik bilmecelerı
  Adobe Photoshop indir
  Sbs Türkçe
  Sbs Sosyal Bilgiler
  Sbs İngilizce
  Sbs Fen Ve Teknoloji
  TEK Link Film İnndir
  Atatürkün Hayatı
  Hesap Makinesi
  Periyodik Tablo
  Dini Bilgiler
  Güzel Yazılar
  Şehirler Arası Mesafe
  Kalori Hesaplayıcı
  Kilolarını Test Et
  Dövüz Çevirici
  Vucudumuzdaki Madenler
  Çocuk Hastalıkları
  Şiirler
  Otomobil Videoları
  Otomabil Tarihi
  Japonca Alfabesi
  Müzük Makamları
  Bulmacalar
  Uyku Ve Rüyalar
  Latin Harfleri
  Kalori Cetveli
  Karadelikler
  Vitaminler
  Doğduğunuz Ay Ve Kişilik
  Satranç Dersi
  İlk Yardım Ve Animasyonlar
  Çiçekler Ve Anlamları
  Doğum Günü Ve Burçlar
  Çinin Son 50 Yıllık Gelişimi
  Beyin Fırtınası
  Zeka Testi
  Dogum Günü Hesaplama
  Aşk Ölçer
  En Teklikeli 30 Yiyecekler
  Önemli Telefonlar
  Yemek Tarifleri
  Biberin Faydaları
  Göz Saglıgı
  Einstein-Rosen Köprüsü
  Tikler
  Eş Anlamlı Anlamdaş Kelimeler
  Atatürk Köşesi
  Sigara Ve Alkolun Zararları
  Utangaçlık
  İzcilik
  Origami
  Komik Hareketli Gifler
  Yabancı müzikler
  Peygamber Efendimizin Hayatı
  Görme Bozukluğu Testi
  Ünlü Matemetikçilerin Hayatı
  Ödev Kapakları
  Mantık
  Gülmenin Yararları?
  Karikatürler
  Aerobik Videolar
  İstanbulu İzle
  Bedava Sms Gönder
  Fobiler
  Günlük Fal
  İlginç Bilgiler
  İllerimizin İsim Ve Anlamları
  Şubat Neden En Kısa Ay
  Alyansımızı Neden 4. Parmağa Takarız
  Dünyanın En Büyük Derbileri
  Dünyayı Gelecekte Bekleyen Olası Tehlikeler
  İnsan İlişkilerinin 100 Sırrı
  Deniz Suyu Niçin Tuzludur
  Sayılarda Kendine Gelmek
  Kim Neyi İcat Etti ?
  Brezilya Ve İlginç Yasaları
  Susamamızın 46 Nedeni ?
  Ayakkabı Bağlama Yöntemleri
  Batıl İnançlar
  Kravat Nasıl Baglanır ?
  Messenger Bölümü
  Msn Nedir ?
  Msn İfadeleri
  Msn Nickleri(Komedi)
  Msn Oturum Aç
  Üye Girişi
  Yeni sayfanın başlığı
  Yeni
  Şiirler
    ŞİİRLER SAYFASI




    
  
           
 
SAKARYA TÜRKÜSÜ
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir
Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kainat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük!..
Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal.
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan;
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an;
Kehkeşanlara kaçmış eski günleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hala çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgar o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.
Vicdan azabına es, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
İnsan üçbeş damla kan, ırmak üçbeş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını aşsalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya, saf çocuğu, masum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve Ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, son Peygamber kılavuz!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..


FETİH MARŞI

Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiler, kalyonlar çekilecek...
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek...

Yürü: "Hala, ne diye oyunda oynaştasın?
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

Sende geçebilirsin yardan, anadan, serden...
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...

Elde sensin, dilde sen... Gönüldesin, baştasın:
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

Yüzüne çarpmak gerek, zamanenin fendini,
Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini?
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini

Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

Bu kitaplar Fatih’tir, selim’dir, Süleyman’dır;
Şu mihrap sinanüddin, şu minare Sinan’dır;
Haydi, artık, uyuyan destanını uyandır!

Bilmem neden gündelik işlerle telaştasın?
Kızım, sende Fatihler doğuracak yaştasın;

Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan;
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan...

Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın...
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü, arslanım, fetih hazırlığı başlasın...

Yürü, hala ne diye, kendinle savaştasın?
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!



DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Bütün çiçekleri getirin buraya,
Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya,
Son bir ders vereceğim onlara,
Son şarkımı söyleyeceğim,
Getirin, getirin… ve sonra öleceğim.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum.
Kaderleri bana benzeyen,
Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları,
Geniş ovalarda kaybolur kokuları…
Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri,
Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin görün beni,
Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Ben bir köy öğretmeniyim, bahçıvanım,
Ben bir bahçe suluyorum gönlümde,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden
Ne güller fışkırır çilelerinde,
Kandır, hayattır, emektir benim güllerim
Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
En güzellerini saymadım çiçeklerin,
Çocukları, öğrencilerimi istiyorum
Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini,
Köy okullarında açan, gizli ve sessiz,
O bakımsız ama kokusu eşsiz çiçek.
Kimse bilmeyecek seni, beni kimse bilmeyecek
Seni, beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Okulun duvarı çöktü altında kaldım,
Ama ben dünya üstündeyim, toprakta.

Yaz kış bir şey söyleyen sonsuz toprakta,
Çile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım.
Yurdumun çiçeklenmesi için, daima yaşadım,
Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.
Şimdi ustum, örtün beni, yatırın buraya,

Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini,
Bacımın suladığı fesleğenleri,
Köy çiçeklerinin hepsini, hepsini,
Avluların pembe entarili hatmisini,
Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın,
Aman Isparta güllerini de unutmayın,
Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum
Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Baharda Polatlı kırlarında açan,
Güz geldi mi Kop dağına göçen,
Yürükler yaylasında, Toroslarda eğleşen,
Muş ovasından, Ağrı eteğinden,
Gücenmesin, bütün yurt bahçelerinden
Çiçek getirin, örtün beni,
Eğin türkülerinin içine gömün beni.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Ben mezarsız yaşamayı diliyorum,
Ölmemek istiyorum, yaşamak istiyorum,
Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,
Tarumar olmasın istiyorum, perişan olmasın,
Beni bilse bilse çiçekler bilir dostlarım,
Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim,
Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.



HACEL OBASI

 
Hacel obasını engin mi sandın?
Ayağında potini var zengin mi sandın?
Her olur olmazı dengin mi sandın?
Ay da geçti göremedim yar seni.

Tıkır tıkır merdivenden inişin,
Çığıştıyor altın ile gümüşün,
Önce söz verip de sonra dönüşün,
Ay da geçti göremedim yar seni.

Suya gider bir incecik yolu var,
Sıktırmış kemeri ince beli var,
Söylerim söylemez tatlı dili var,
Ay da geçti göremedim yar seni.
 
Suya gider su testisin doldurur,
Kınalı ellerin suya daldırır,
O yarin bakışı beni öldürür,
Ay da geçti göremedim yar seni.
 
Tren gelir acı acı seslenir,
Yağmur yağar çit entere ıslanır,
Zalım anan duyar sana seslenir,
Ay da geçti göremedim yar seni.



 
 
Daha Dün Annemizin...
daha dün annemizin,
kollarında yaşarken...

daha dün gibi aklımda.
ilkokulda öğrendiğim,
yine ilk şarkıydı.

şimdi;
ne annem,
ne kolları.
ne çiçekli bahçemiz,
ne de yolları
var...

ne siyah önlüğüm,
beyaz yakam.
ne alfabe kitabım,
ne de kırmızı çantam.
hepsi kayboldular...
belki de;
körebe oynarken
bir yerlere saklandılar.
bıraktığım sıralara,
çocuklarım oturdular...

ahhh! ahhh!
keşke büyümeseydiler,
kırılası ayaklarım.
dar gelmezdi onlara,
kırmızı pabuçlarım...
 
    
My-Murat
 

  • http://www.facebook.com/Fenerbahcee.Faans
    Fenerbahçé
    ♥♥1907'de Dogdu Askımız, Sari-lacivert Renkleri Oldu Sarkımız, Sporun Her Dalında Bizim Şanımız, Hiç Bitmedi Bitmeyecek Bizim Askımız♥♥

     
 
 
Bugün 6 ziyaretçi (36 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol